Bakkal
dükkânına girip, bakkalın veresiye defterini satın alarak, sevaba giren isimsiz
kahramanımız, günlerce gazetelerde ve televizyonlarda haber olmuştu.
Bu
günlerde böyle bir sevaba girmek isteyenlere büyük fırsat:
Semt
pazarlarında bu günlerde domates bir liradan satılıyor. Ben, köy domatesini
elli kuruştan satın aldım.
Pazarın
kenarında dizili kamyonlardan şehir halkı, elli kilo, yüz kilo, iki yüz kilo
gibi rakamlarla elli kuruştan, seksen kuruştan, bir liradan, domates alıp salça
yapıyorlar.
Bazı
kadınlarımız da birkaç ton alıp, salça yapıp satarak aile bütçesine katkıda
bulunuyorlar.
Ailesine
katkıda bulunmak için alıp salça yapana da yardım ediniz.
İhtiyacınız
olanı ondan satın alarak da yardım ediniz.
Bu
günlerde küçük şehirlerde semt pazarına gelen kamyonun yükünün tamamını satın alıp,
parasız dağıtmak mümkin.
Büyük
şehirlerde kamyonla satmak yasak olduğundan, aynı işi hale giderek bir tır
domatesi alıp fakir semtlerde dağıtmak da mümkin.
Bir
tonu bin lira. Sudan ucuz.
Patlıcanın
kilosu da bir lira. Büyükşehirlerde bu kadar ucuz değil ama en ucuz olduğu
günler bu günler.
Bu
günler, aynı zamanda sebze ve meyveleri kurutma günleri.
On
ton patlıcanı on bin liraya alıp sevabına dağıtabilirsiniz.
Veya
şöyle diyeyim, sofraların olmazsa olmazı olan sebzelerden halde en ucuz
olanları satın alıp dağıtabilirsiniz.
Bu
günlerde en ucuz olanlar, tenimize en faydalı olanlardır.
“Ben
bu zahmetlere katlanamam, daha pratik yol göster” derseniz, hemen kasabınıza,
manavınıza, bakkalınıza giderek mahallenin fakirlerine dağıtılmak üzere, esnafa
gücünüzle orantılı para bırakınız.
“Nasıl
güveneyim?” demeyin.
Siz,
Allah rızası için verdiğiniz anda sevabınıza işlenir.
Gerisi
esnafa kalmış, doğru yaparsa da yanlış yaparsa da kendi amel defterine
yazılacak. Sizinle ilgili bir şey yok.
Bakınız
iki gün önce Sayın Cumhurbaşkanımız, köşkte 29 büyükşehir belediye başkanını
ağırladı.
İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun oturduğu sandalyenin
kırılıverdiğini basın yazdı.
İhaleyi
alan, malzemeyi üreten, malzemeden o sandalyeyi yapan ustaya kadar bir ihmalin
olduğu, otuz tane seçkin insanımız tarafından görüldü.
Bunlar
oluyor diye, sandalye yaptırmaktan, hayır işlemekten vazgeçmeyeceğiz.
Ama
işini iyi yapanların, helale-harama inananların ve dikkat edenlerin sayısını
artırmak için dalaverecilere değil, dürüst insanlara iş vereceğiz.
Buhari’nin
Sahih’in birinci hadisi, Sevgili Peygamberimizin: “İnneme’l-a’malü
bi’nniyyat/Ameller niyetlere göredir” hadisi, bizi rahatlatır.
“Sen
iyilik yap denize at, balık bilmezse, Halık (Yaratan) bilir” demiş atalarımız.
Fakirlerin
bir yıllık yiyeceklerini çok az parayla karşılamak mümkin.
Acele
edin bu durum en fazla Eylül ayının sonuna kadar devam eder.
Eylül
ayından sonra pahalandığı gibi kurutma mevsimi de bölgelere göre geçmeye
başlar.
Biraz
politikacılarla ahbaplığı olanların da yapacağı bir hayır var.
Tarihi
şehirlerimizde geçmiş zamanlarda hayırseverlerin yaptırdığı çeşmelerin birçoğu,
günümüzde hayırseverler, belediyeler ve vakıflar tarafından tamir ettirildiği,
suyunun da akıtıldığı halde çevredeki bazı paragöz su şirketlerinin baskısıyla
suyunu kestirip kendilerinin şişe suyu satışını artırdıkları bilindiği halde,
hâlâ kapalı olan çeşme sayısı çok fazladır.
İstanbul’da
otobüs, tramvay, metro veya minibüs parası bile bütçesinde açık veren
insanlarımız, Pazar günü gezi yaparken içtikleri su parası bile bütçeyi
göçürebiliyor.
1981
yılında, Haseki Eğitim Merkezi’nde, İslami eğitim almak için geldiğimde
İstanbul’da beş çocukla Sultanahmet Meydanı’nda gezerken, seyyar satıcıların
sattığı “kâğıt helva” denilen o daire şeklindeki helvanın bir tanesini almak
istediğimde fiyatı, benim alabileceğim durumda değildi.
Şimdi
o satıcıları her görüşümde içim hala cızzzz eder.
Hayır
yapmak istiyorsanız, derhal belediyedeki tanıdıklarınız aracılığıyla o ağzına
demir kazık çakılmış çeşmelerden, şehrin suyunu akıtıverin.
İstanbul’da
12 Eylül darbesinin haftasında, tarihi çeşmelerden su hemen akıtıldı ama üç ay
geçmeden paragözler ne yaptılar, ne ettiler bilinmez, yeniden kapattırdılar.
Eğer
bir tek çeşmenin bile kurnasından su akıtabilirseniz, her gün binlerce insanın
çeşmeden, kedilerin, kuşların, köpeklerin çeşmenin yalağından içmesinden hâsıl
olan sevabı, hayal bile edemezsiniz.
Her
şey parayla olmaz. İtibarınızla da, yol göstermekle de sevap kazanabilirsiniz.