Kamyon
şoförüydü. Sonradan büyük şehir adı alan bir şehrin kahramanının ağabeyiydi.
Kardeşinin okullarda kahramanca öğretmenlik yaptığını, aç ve çıplak
öğrencilerin her sorunuyla ilgilendiği gibi okulda hiçbir öğrencinin hakkının
yenmesine izin vermezdi.27 Mayıs 1960 darbesinden sonra gelen valinin dinsizlik çalışmalarını
engellemesiyle bilinirdi onun kardeşi.
Yiğit
bir baba ile annenin çocuklarından biriydi kamyon şoförü.
İşler tersine gitti kamyon şoförlüğü yapamaz hale geldi.
Başını sokacak bir küçük eviyle biraz bahçesinde yetiştirdiği sebzelerle
geçinmeye çalışıyor, kahvehaneye gitse çay parası bütçeye zarar vereceğinden
pazarlarda dolaşarak vakit geçiriyordu.
Haftada bir gün kurulan hayvan pazarında dolaşırken tanıştığı bir adamla
kanları kaynadı, dost oldular.
O yeni tanıdığı arkadaşı sağmal bir inek aldı. Yani danası olan bir ineği
satmak için satın aldı ve arkadaşına, “Senin bahçede inek için yer var. Bu
orada kalsın ve hafta boyu sütünü sağın ve için. Gelecek hafta sen ineği,
danasıyla beraber getir, burada satarsak kârını bölüşelim” der ve teslim eder.
Her hafta o adam, eski ineği satar, yeni sağmal inek alır ve yeni arkadaşına
teslim eder.
Kamyon şoförü, bir gün onun da evi ve evinin bahçesi olduğunu öğrenince, “Sen
neden bana bu iyiliği devamlı yapıyorsun” deyince, “Sen, beni tanımazsın ama
ben seni tanıyorum.
Köyde
benim hanım doğumu yapamayınca mecburen yolun üzerine çıktık ve kamyon
bekledik. Sen geldin, durdun ve hanımı şoför mahalline aldın. Şehre varınca
pazara gitmeden doğru hastaneye gittin ve benden ücret almadın. Sen bu
ineklerin ve sütlerinin ücretini önceden ödemiştin” der.
Damarlarında harama bulaşmamış kan dolaşanların devamlı yapabileceği
şeylerdendir bunlar.
Küçük gibi gelir ama doğum yapamayan kadın için çok büyük bir iyiliktir.
Bir kap süt hediye etmek küçük gibidir ama anasının sütü gelmeyen çocuk için,
çok büyüktür bu ineğin sütü.
Sevgili
Peygamberimiz, “Sütü bol olan sağmal deveyi veya bol sütlü koyunu (aslını değil
sütünü içmek üzere) sabah bir kap, akşam bir kap süt veren bir hayvanın sütünü
sadaka olarak vermek ne güzel” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Eşribe, bab 11
Şürb’ül-leben, Hadisi bazı değişikliklerle Ahmet, Müsned, Abdullah bin Amr bin
As hadisi, Beyhaki, Sinen-i Kübra, K. Zekât, bab 129).
Sağmal ineği, kamyon şoförüne sütü için veren bu adamın, bu hadis-i şerifi
bilip bilmediğini bilmiyoruz ama İslam’ın hayat haline dönüştürüldüğü, balığın
suyu bilmeden yaşadığı gibi İslam’ın güzelliklerini bilmeden yaşayan
atalarımızın çocukları olmamız, bize bu adaletin, edebin, terbiyenin
Kerbela’sında yaşarken, ölmek üzere olanın boğazına pamukla damlatılan su gibi
geliyor.
“Ne ineği, ne devesi, ne sütü kardeşim, nereden bulalım biz bunları şimdi”
demeyin.
Büyük şehirlerde iş yapanlar, yıllardır tarlası veya evi boş duranlar, siz de
böyle bir iyilik yapabilirsiniz.
Evinizi bir garibe kira almadan verebilirsiniz.
Ben
yaptım, onun üzerinde adam, benim evimde parasız kaldılar ve eve de bir şey
olmuyor. Duvarları götürüp gidemiyorlar. Siz bir gün evinize dönmek isterseniz
badana yaptırıp girebilirsiniz.
Tarlanızı çalıp götüremezler.
Köyünüze veya mahallenize gittiğinizde fakir bir tanıdığınıza veya
tanımadığınıza, sağmal inek, koyun veya keçi alıp her gün onlara süt
içirebilirsiniz.
Bu örneklere takılmayın. Yardıma niyet edin, gerisi gelir.
Rabbimiz
buyurur:
“Davarlarda (deve, sığır, koyun, keçide) sizin için ibret vardır. Onların
karınlarından, fışkı ile kan arasından içenler için, gayet kolay süt
içiriyoruz.” (Nahl süresi ayet 16/66).