Mahmut TOPTAŞ
Her saniye tenimizde bizce sayısız ama Rabbime göre hepsi bilinen milyarlarca hücremiz ölür dirilirmiş.
Hayat, hareket demektir. Ramazan ayının gelişini iki ay öncesinden duyduk ve duyurduk.
Rahmet ayı geliyor dedik.
Çorak toprakların rahmet bekleyişi gibi bekledik. Bizim bazı günahlarımız var ki, onu açlığın ateşinden başkası yakamaz.
Biz, birliğe ve beraberliğe açız.
Biz, dost yüzüne muhtacız.
Bizim birçok ihtiyacımızı karşıladığı gibi en önemlisi afvımıza sebep olacaktır Ramazan orucu.
Birlik, beraberlik ve dirliğimizi sağlayacak.
“Rüzgârları gönderip bulutları harekete geçiren Allah’tır. Onu ölü bir bel¬deye sevk ederiz de onunla öldükten sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte (ahiretteki) diriliş de böyledir” (Fatır süresi ayet 35/9).
Rahmet/yağmur, ölü toprakları dirilttiği gibi, Allah’ın bize rahmeti olan ibadetlerimiz de bizim gibi ayakta gezen ölülere can suyu verecek ve diriltecektir.
Sandık başında ayrılan bu insanlarımız bu gün yatsı namazında ve teravih namazında bu milletin bu gün yüzde doksanı bir araya gelecekler, omuz omuza verecekler ve “Allah’ü Ekber/En büyük Allah’tır” diyecekler.
“En büyük” filan dediklerinin hepsi ölüp gittiler ve yaptıklarıyla baş başa kaldılar.
Hazreti Adem aleyhisselamdan beri, yeri göğü yaratan, denizleri ve gökyüzünü mavi mavi, ormanları yeşil yeşil, çiçekleri elvan elvan/rengarenk donatan Allah celle celalüh, bir saniyeliğini bize bize bırakmadan her hücremizin gıdasını vermeye devam ediyor.
Ve biz, O’nun emrine uyarak O’na kulluk yaparken bile yaptığımız ibadetler, bizim bu dünyamızı ve ahiretimizi güzelleştirmeye yöneliktir.
2016’da tıp dalında Nobel ödülüne layık görülen Japon bilim adamı Yoshinori Ohsumi hücrelerimizin de çöp bidonları olduğunu, onları atamadığı için hastalıkların meydana geldiğini, çöp bidonlarını boşaltacak henüz ilaç üretilemediğini, ancak aç kalındığında hücreler kendi çöpünü yemek durumunda kalınca kendi kendini temizlediğini ortaya koymuş.
Sevgili Peygamberimiz de,
“Oruç tutun, sağlıklı kalın” buyurmuş
(Ahmet, Müsned, 2/380, Ebu Hüreye hadisi)
Yediğimiz günlerde de dikkatli olmamızı:
“Ademoğlu, karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır. Ademoğluna belini dik tutacak kadar yiyecek yeterlidir. Yediğinde de midenin üçte birini yemek, üçte birini içmek, üçte birini nefes almak için ayırmalıdır” buyurmuş. (Tirmizi, Sünen, K. Zühd, bab 47, Nesai, Sünen, K. Adab’ül-Ekl, bab 23, Hakim, Müstedrek, K. Rikak, hadis no 7945).