Mahmut TOPTAŞ
Bazıları
konuşurken karşısındakine, “Sen bir hiçsin” der. Siz, hiçbir zaman böyle bir
cümle kurmayın.
Çünkü
bu sözü söyleyen adam, kendi söylediği sözde yalan çıktığını da söylemiş olur.
O bir
hiçse, sen bu cümleyi neden kullandın?
Onun
varlığını kabul ediyorsun, sonra da yok sayıyorsun.
Allah
celle celalühün yarattığı her şey, bir veya binlerce hikmete binaen vardır.
“Hiç”
kelimesi “her” kelimesinin zıt/karşıt anlamlısıdır.
Yapılan
yanlışları düzeltmekle görevliyiz.
Yanlışı
belirlemede de benim, senin, onun görüşü, anlayışı, örfü, geleneği, kuralı ölçü
olmaz.
Veya
“benlik” iddiasında olan birkaç kişinin bir araya gelerek koyduğu ölçüler de
kendilerinden başkasına dayatılamaz.
Hepsinin
koyduğu ölçüler, yaratanın ölçüsüne ise aykırı her biri düzeltilir, aykırı iş
yapan ıslah edilir ve hiçbiri hafife alınmadan yapılır.
Türkçede
kullandığımız bu “hiç” kelimesi bir şeyin azlığını, önemsizliğini,
değersizliğini ifade eder. Yokluğunu değil.
Yapılan
bir iyiliğe karşılık olarak teşekkür eden birine, “Bir şey değil” dediğimiz
gibi o yapılan iyilik tonlarca altın olsa bile bir gönül alma, kırılan bir
gönlü tamire çalışma yanında, “Hiçbir şey değildir” anlamında kullanırız.
Uzayın
büyüklüğü hakkında bir kitap okusak “benlik” putumuzun kaidesi olan tenimizin
bu evrende bir nokta kadar yer tutmadığını anlarız.
İşte bu
anlayışın ardından, “Ben hiçim” dersen bununla haddini bilmiş olursun.
Firavun’un,
“Ben sizin Rabbinizim” diyerek kâfir olmasından kurtulursun.
Rabbin
büyüklüğü karşısında benim varlığımı söylemem bile fazladan olur anlamında,
“Ben bir hiçim” denebilir.
Yoksa
nihilistlerin, “Varlık diye bir şey yoktur. Değer ve gerçek diye de bir şeyler
yoktur. Yok da yoktur” gibi bir anlayışın ifadesi değildir “hiç” kelimesi.
Nihilist
bir anlayışla Tevfik Fikret, şerefin, saadetin, varlığın, evvelinin ve sonunun
olmadığını ifade etmek için:
“Her
şeref yapma, her saadet piç
Her
şeyin ibtidası, ahiri hiç” demiş.
Allah
hariç, hiçbir şey baki değildir.
Herkes
ölümlüdür.
Değerli
dostum hattat Yusuf İzzeddin Beyefendi “hiç” kelimesinin yazmış ve cim harfinin
karnına, yazarının kim olduğunu bilmediğim bir zatın “hiç” kafiyeli bir şiirini
yazıvermiş.
“Fakr-ı
halin etme ızhar Halik’ın bilmez mi hiç
Âleme
ihsan eden Allah sana vermez mi hiç
Rabbine
ağlar isen gözyaşın silmez mi hiç
Ta
ciğerden ah edersen matlubun vermez mi hiç” demiş.
“Hiç”
kelimesinin zıt/karşıt anlamı olan “her” kelimesini de Recaizade Ekrem Bey:
“Her
nakş-ı bedii hayret endût
Bir
cilvesidir cenabı Hakk’ın
Her
şi’iri bilgi hikmet âlût
Bir
nüktesidir kitab-ı Hakk’ın
Her
lahn-ı latifi rikkat-efzût
Bir
nağmesidir rebab-ı Hakk’ın
Her
tab’a safa veren bedayi’
Ya
Rabbi, sana değil mi raci” diyor.
Açıklama:
Hayret
endud: Tabiatta insanı hayretler içinde bırakan renk dokunuşları.
Hikmet-alud:
Hikmet dolu.
Rikkat-efzud:
insanı kibarlaştıran, nazikleştiren, incelten ses.