Koronavirüs
nedeniyle, 65 yaşın üzerinde olduğumdan dışarı çıkma yasağı olduğu bu günlerde
okumaktan yorulduğum vakitlerde 1978-79 Konya Yüksek İslam Enstitüsü 14. Dönem
mezunları için çıkarılan albüme bakıyorum.
İzlerini
takip edebildiğim birçok arkadaşın akla hayale gelmez hizmetlerini hatırlıyor
ve onların arkadaşı olmakla mutluluğumu artırıyorum.
Dört
yıl birlikte olduğumuz bu arkadaşlardan birçoğu beni şaşırtmıştır.
Okulda
iken öğrenci dernek başkanı olarak her Cuma ilçelere ezan okuması için güzel
sesli bir müezzin, vaaz vermesi ve hutbe okumaları için iki hatip gönderirken
katılmayan, spor faaliyetlerine ağırlık veren arkadaşları, mezun olup gittikten
sonra vardığı ilçenin hem öğretmeni, hem fakir öğrencilerin kolu kanadı, hem
vaizi, hem köyleri dolaşan hatibi, şehrin gençlerini Pazar günleri spor
yaptırdıktan sonra camiye götüreni olduğunu gördüm.
Daha
diplomasını da alamadan 02.06.1979 tarihinde elim bir trafik kazasında vefat
eden 1956 Hatay-Altınözü doğumlu olan, Albüm Tertip Heyeti’nde görev alan
değerli kardeşimiz Sabahattin Eşit’e her hatırlayışımda adını dualarıma
katardım ama bu gün albümdeki yazısını okudum ve Mehmet Akif Ersoy merhumdan albüm
için seçtiği,
“Kızımın
iffeti batmakta rezilin gözüne...
Acırım
tükrüğe billâhi tükürsem yüzüne” beytini okudum.
Yine
Hatay-Altınöz’den olan ve aynı otobüste trafik kazasında aynı tarihte vefat
eden arkadaşımız Cuma Yanmaz da hep dualarımdadır.
Cuma Yanmaz
kardeşim de Akif’ten,
“Bir
zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz
dünyaya milliyyet nedir öğretmişiz” beytini seçmiş.
Yine
Hatay Altınöz’den Mehmet Adaş da, Akif’ten,
“İmandır
o cevher ki İlâhî ne büyüktür...
İmansız
olan paslı yürek sinede yüktür!” beytini seçmiş.
Mehmet
Adaş’la, konferans nedeniyle görüştük.
Hep
telefonla görüştüğüm, hayırlı hizmetlerini gittiğim her yerde örnek olsun diye
anlattığım arkadaşım Ömer Alıcı da, Nahifi’nin,
“Memnun-i
visal eyle gel kereminle
Yansın
hasret ateşlerine baht-ı siyahım” beytini seçmiş.
1954
Adana-Feke doğumlu olan bu kardeşim de vefat edenlerden.
Vefat
edenlerin ailelerine ulaşmam mümkinse ulaşıyorum. Mümkin değilse o şehirde
yaşayanlardan hayırlı haberlerini alıyor ve huzursuzluğumun üstüne sükûnet
saçıyorum.
İslami
ilimler sahasında profesör olup güzel hizmetler verenler var.
İl ve
ilçe müftülüklerinde çok başarılı olanlar ve emekliye ayrılanlar var.
İslam
âleminde dünya kütüphanelerini dolaşarak ilk dönem yazılmış ama hâlâ izine
rastlanamamış eser arayıcılarını peşinde koşturan da var.
Yani,
yüreklere atılan tohumlar, meyveye durmuş.
Evde
yalnız değiliz.
Bize
bizden daha yakın, saçımızın telinden, ayak tırnağımıza kadar, sayılarını bizim
bilmediğimiz her hücremizin gıdasını veren, neyi nasıl yapacağımızı öğreten
kitabı Kur’an’ı indiren ve o kitabın nasıl anlaşılıp uygulanacağını bize
gösteren Sevgili Peygamberimizi gönderen Allah’ımız var.