“Siyaset ve Nezaket” başlıklı yazımı okuyan bazı dostlar aradı.
Milletvekili adaylarının vasıflarına ilişkin görüşlerini paylaştılar. Bazı dostların, “Bu kadar mı?” sorusuna da muhatap oldum.
Elbette bu kadar değil.
Kendilerini, bizleri temsile layık görenlerden beklentimiz yüksek olmalı.
Bu yazıyı yazarken, Cahit Sıtkı’nın “Memleket İsterim” dizeleri aklıma geldi.
İsterseniz birlikte okuyalım.
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Aday olunan her işte kalite ve nitelikten yanayım. Liyakate giden yol nezaketten geçer.
Cahit Sıtkı’nın şiirindeki dilek benzeri, milletvekili adaylarından benim isteklerim de şunlar:
Randevusuna sadık,
Söz israfı yapmayan,
Bağırmayan,
Tokalaşırken cep telefonuyla konuşmayan,
Cep telefonunu kendinden önce masaya atmayan,
24 saat ulaşılabileceği vaadinde bulunmayan,
Rakiplerini tanıyan,
Partisinin seçim beyannamesini okumuş,
Diğer partilerin seçim beyannamesini de okumuş,
Sırıtmak yerine gülümseyen,
Gözünü kaçırmayan,
Surat asmayan,
Türkçeyi doğru konuşan,
Hobisi olan,
Tatil yapan,
Okumayı seven,
Deri ceketi, spor ayakkabısı olan,
Şarkı, türkü seven,
Çok yoğun olmayan,
Kıyafetini bedenine uyduran,
Kilosu boyuna denk düşen,
Aynı gömleği ve çorabı sonraki gün giymeyen,
Ayakkabısı her zaman temiz olan,
Sigara içmeyen,
Çay ve kahveden keyif alan,
Yemek yerken çevresini rahatsız etmeyen,
Sağını, solunu her yerde kaşımayan,
Aday olduğunu unutmayan,
Sende bunlar var mı? demeyen.
Listeye siz de ek yapabilirsiniz.
Her şeyin en güzeline talip olalım.
Bahtımıza ne çıkacağını 3 hafta sonra göreceğiz.
Allah bizi ve ülkemizi Zübüklerden korusun.