“Çocuğunuz ‘yaramaz’ değil ‘üstün
zekalı’ olabilir”
Saygı
duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştayın
açılış konuşmasını TÜZDEV Başkanı Nuri Özkan yaptı. Vakfın faaliyetleri
hakkında bilgi veren Özkan, üstün yetenekli çocukların anlaşılabilmesi için
çeşitli etkinlikler düzenlediklerini söyleyerek şöyle konuştu: “Üstün yetenekli
çocukları fark ederek onlara yönelik eğitim vermek bizim en büyük
sorumluluğumuzdur. Hazinemiz olan çocuklarımıza en iyi şekilde hizmet vermemiz
gerekiyor. Bu çocukların öğrenme özelliklerini dikkate alarak onların bu
ihtiyaçlarını gidermek için gayret göstermeliyiz. Farklı modellerdeki eğitim
şekilleri geliştirerek yaramaz diye tabir edilen fakat aslında üstün zeka
özelliklerine sahip çocuklarımızı tespit ederek onlara yönelik hizmet
vermeliyiz. Burada bu tip çocuklarımızı anlayabilmek adına farkındalık
yaratmaya çalışacağız. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese
teşekkür ediyorum.”
“Beyin göçüne engel olmalıyız”
KMÜ
Eğitim Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Serhat Aydın ise ülkemizden diğer ülkelere
doğru yaşanan beyin göçüne değinerek şunları söyledi: “Yetenekli beyinleri
sürekli olarak dışarıya verdiğimizi görmekteyiz. Bu durumun ekonomik, sosyal ve
politik pekçok sebebi var. Bunu açıklamak için birçok teori üretilebilir. Biz
bu çocukları nasıl içimizde tutabiliriz, onları anlamak için neler yapabiliriz,
onları nasıl koruyabiliriz, bunları konuşmalıyız. Bunu konuşmak için bu
çalıştayın bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu küçük adımın daha büyük adımlara
vesile olması en büyük temennimiz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
“Test ve sınav odaklı sistemi bir
kenara bırakıp yeteneklerimizi değerlendirmeliyiz”
KMÜ
Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cihat Şentürk ise çalıştayın
amaçlarından bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çocuklarımızın küçük
yaşlardan itibaren yaratıcılıkları ve girişimcilikleri oluyor fakat yaşları
ilerledikçe hayal güçleri gerileyen, sorgulamayan, sorumluluk almayan bireyler
haline gelebiliyorlar. Ülke olarak, toplum olarak yetenekler konusunda üstün
olduğumuzu düşünüyorum. O yüzden eğitim sistemimizi sorgulamamız gerekiyor.
Sınav odaklı, sonuç odaklı, test odaklı sistemi bir kenara bırakıp
yeteneklerimizi değerlendirmeliyiz. Teknoloji üreteceksek bu çocuklara gerekli
imkânları sunup onlardan en iyi şekilde yararlanmalıyız. Üstün yetenekli
gençlerimizi tespit ederek onlara kendilerini geliştirici fırsatlar sunmalıyız.
Bu çalıştayın da bu doğrultuda önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum.”
Çalıştay,
açılış oturumunun ardından Özel Yetenekli Çocukları Anlamak teması çerçevesinde
gün boyu süren oturumlar ve uygulamalarla devam etti. Günün sonunda yapılan
değerlendirmelerin ardından plaket takdimi ve katılım belgelerinin verilmesiyle
çalıştay sona erdi.