Dünya
Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2018 raporuna göre, dünyada 821 milyon insan
aç, yani her 9 kişiden 1’i açlıkla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler (BM)
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ’ne göre 2050’de dünyada 300 milyon insan açlıkla
baş etmek zorunda kalacak. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun önerisi üzerine
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının ikincisi olan “Açlığa Son Verilmesi”
amacına atıfla, 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü olarak ilan edilmiş, teması
“Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Besleyici Tohumlar” olarak belirlenmişti. Bu
yıl da Dünya Bakliyat Gününde aynı tema etrafında bakliyatın, yüksek düzeyde
besleyici değeri, sağlığa faydaları, sürdürülebilir tarıma teşvik ve iklim
değişikliğinin etkilerini azaltma yönünde etkileri vurgulanıyor.
Pratik haşlanmış bakliyat
ürünlere tüketicinin ilgisi artıyor
Dünya
Bakliyat Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Duru, sürdürülebilir beslenme ve gıda güvencesi için tohumumuza ve
tarımımıza sahip çıkılmasının önemine dikkat çekti. Emin Duru “Duru Bakliyat
olarak besleyiciliği, lezzeti ve kalitesi daha yüksek ürünlere yöneliyoruz.
Dünyada açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılması için yardımcı olabilecek
besleyici kaynakların üretilmesi için tarımsal hammaddelerimizi sürdürülebilir
kaynaklardan elde ediyoruz. Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmenin temellerini
atıp, sağlıklı bir gelecek için çalışıyoruz” dedi. Tohuma sahip ülkelerin gıdayı,
gıdasına sahip ülkelerin sağlıklı bir geleceği yönettiğini hatırlatan Duru “Biz
de Duru Bulgur olarak yerli tohumumuza sahip çıkıyoruz. Ar-Ge çalışmalarına
önem vererek, bakliyat ve bulgurda ürün çeşitliliğine yöneliyoruz. İki yıl
süren yoğun bir Ar-Ge süreci sonunda pratik haşlanmış bakliyat ürünlerimizi
geçtiğimiz yıl tüketicimizle buluşturduk. Bu ürün grubumuz, sunduğu lezzet,
pratiklik ve çeşitlilikle, özellikle sosyal izolasyon döneminde büyük talep
gördü. Özenle seçtiğimiz en lezzetli bakliyat ürünleri haşlayarak sağlıklı bir
ambalaj içerisinde tüketicimize sunuyoruz. Sadece kuru bakliyat, su ve tuzdan
oluşan ürünlerimizle salatalardan mezelere, pilavdan çorbalara varıncaya pek
çok tarif pratik bir şekilde hazırlanabiliyor” dedi.
2 bin yıllık Ahmet buğdayı
yeniden tarım endüstrisine kazandırılıyor
Emin
Duru, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi – Duru Bulgur işbirliği ile
Anadolu’nun 2 bin yıllık Ahmet buğdayını yeniden sanayiye kazandırmak için
önemli bir Ar-Ge projesi yürütüyoruz. Bulgur üretiminde kullanılan buğdayın
kalitesinin geleneksel yöntemlerle artırılmasının gerek bulgur kalitesini
gerekse ürün verimini ve çeşitliliğini olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz”
dedi.
Anadolu, leziz ve besleyici
gıdalar açısından bir cevher
Doğru
tarım uygulamalarına da dikkat çeken Emin Duru, “Türkiye'de kıraç arazilerin
ekilerek ekonomiye kazandırılması çok önemli. Üniversite- Sanayi işbirliği ile
yürüttüğümüz proje kapsamında da ülkemizde yetiştiriciliği çok azalan ve çok
kaliteli ürüne sahip eski Anadolu buğdaylarını kullanarak geleneksel
yöntemlerle sert durum buğdayının kalitesini iyileştiriyoruz. Bir ülkenin
tarımsal ürünlerde marka olmasının en önemli şartı, üstün kalite özelliklerine
sahip, yerli tarımsal ürünler yetiştirmesidir. Anadolu, bu leziz ve besleyici
gıdalar açısından bir cevher. Bu gıdaların besin değerleri de oldukça yüksek.
Ülke ekonomisinin güçlü kalmasında yerli üretimin payının yüksek olduğunu her
fırsatta ifade ediyoruz. Tohum ise bağımsızlığın gıda güvencesinin temeli.
Tohumumuza, tarımımıza sahip çıkarsak gıda güvencesini sağlayabiliriz” dedi.
HABER: Aygül KÜÇÜKCİCİBIYIK